getirmek

getirmek
أحضر
استحضر
جلب

Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ...-ına (veya ...-ine) getirmek — birini, istediğini yaptıracak duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açıklık getirmek (veya kazandırmak) — bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olupbittiye getirmek — oldubittiye getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • peresesine getirmek — tam sırasını, uygun zamanını bulmak, biçimine getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğur getirmek — iyilik, şans, talih, bereket getirmek Emeti ile evlenmek, Satılmış a uğur getirmişti. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ... demeye getirmek — doğrudan söylemeyip dolayısıyla anlatmak Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları... N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emdiği sütü burnundan getirmek — anasından emdiği sütü burnundan getirmek Bu olanları başka birinden işitecek olursam emdiğin sütü burnundan getiririm. B. Günel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fütur getirmek — bezginlik getirmek, bezmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hizaya getirmek — birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”